Paylaşın

ÇEVRE

Kuraklıkla mücadele için su ayak izi nasıl azaltılır?

Yağışsız günlerin mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve barajlardaki doluluk oranlarındaki hızlı düşüşle birlikte kuraklık tehlikesi, su tüketimindeki tasarrufu gündeme getiriyor.

Su tasarrufu için bireylerin yapabilecekleri konusunda AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Su Elçileri Derneği Başkanı Özgür Aydıncak, dünyada su konusunda bir farkındalık eksiği olduğunu belirtti.

Özgür Aydıncak, kuraklıkla mücadeleye katkı için bireylerin öncelikle su ayak izini azaltmaları, tek kullanımlık ürünler yerine uzun süre kullanılan ürünleri tercih etmeleri gerektiğini söyledi.

Aydıncak, "Hititler 3 bin 600 yıl önce suyla ilgili 2 maddeye kanunlarında yer vermişler. Suyun kirletilmeden kullanılması konusunda kanun çıkarmışlar. Suyun adaletli bir şekilde paylaşılması noktasında cezai yükümlülükleri ve kanunları belirlemişler. 3 bin 600 yıl geçmiş, biz hala aynı şeyleri konuşuyoruz. İnsanoğlu ne yazık ki elinin altındakilerin kıymetini bilerek yaşamını sürdürmüyor. Ne zaman ondan mahrum kalıyor, o zaman telaşlı bir şekilde sorunları çözmek için uğraşıyor." ifadelerini kullandı.

Etkili bir tasarruf için su ayak izinin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Aydıncak, kullandığımız veya tükettiğimiz ürünlerde kullanılan su miktarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

"Bir hamburger 2 bin 400 litre su ile üretiliyor, bu çok büyük bir miktar. Hamburgerdeki ekmek için, marul için, köfte için hayvanın doğduğu andan itibaren kullanılan suyu hesaplayıp bir hamburgere böldüğümüzde bu rakamları elde ediyoruz. Su ayak izini düşürebiliriz. Evde özellikle kağıt peçeteleri elimize dolayıp tezgahı siliyoruz, 1 peçete 10 litre su demek. Yine 1 A4 kağıdı 10 litre, 1 tişört 2 bin 700 litre su ile üretiliyor. Cep telefonu 970 litre su ile üretiliyor. Gıda tüketimindeki rakamlara bakacak olursak, 1 bardak süt 200 litre, 1 bardak çay 35 litre, 1 bardak kahve 140 litre, 1 portakal 50 litre, 1 elma 70 litre, 1 patates 25 litre suyla üretiliyor."

Ürünlerde kullanılan su miktarının topluma anlatılmasının önemine değinen Aydıncak, bireylerin bu rakamları görüp ürün kullanımını sınırlayabileceklerini söyledi.

Atık suların değerlendirilmesi

Özellikle banyoda boşa akan sudaki israfa dikkati çeken Aydıncak, "Banyoda suyun sıcak hale gelmesini beklerken 1-2 dakika kaybediyoruz, bu arada su akıyor, rahatlıkla 10-15 litre su gidiyor. O suyu alıp balkon yıkamada, bitkileri sularken kullanabiliriz." diye konuştu.

Aydıncak, şu önerilerde bulundu:

"Meyve sebze yıkamada kullanılan atık su, sifon suyu olarak kullanılabilir. Japonya'da yaygın olarak tuvalette sifon suyunun depolandığı alanın üzerinde lavabo var. Siz elinizi yıkıyorsunuz, o su haznede birikiyor, bu, suyu kullanmak bir başka tasarruf yöntemi. Bunların hepsi inşaat planlamalarında olması gereken hususlar. Şu anda birçok tuvalette bu yöntemler geliştirilebilir. Özellikle diş fırçalarken, duş alırken, tıraş olurken suyun çok fazla, hoyratça kullanılmaması gerekiyor, insanların suyu boşa akıtmak yerine kapatmalarında fayda var. İdeal duş süresi olarak 3-5 dakika yeterli. Küvetli evler varsa küveti doldurmamaya dikkat edilmeli, burada çok su kullanılıyor."

Şehirlerde yağan yağmurların kanalizasyona ulaşarak tekrar suya karıştığını, yağmur hasadı yapıldığı takdirde bu suyun kullanabileceğini kaydeden Aydıncak, birçok okulda bu sistemi kurduklarını, bu okullarda bahçe sulamasının bu sistemle uygulandığını bildirdi. Söz konusu sistemin evlerde de uygulanabileceğinden bahseden Aydıncak, "Küçük dokunuşların aslında büyük etkisi olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Tek kullanımlık ürünleri değil, uzun vadeli ürünleri tercih etmeye çalışalım"

Su kaynakları açısından kar yağışının önemini hatırlatan ve Birleşmiş Milletler raporlarına göre kar yükünün belirli bölgelerde yarı yarıya düşeceğini aktaran Aydıncak, şunları söyledi:

"Kayseri Erciyes'te son 10-15 yılda kar yükü 1-1,5 metre azaldı. Bunun azalıyor olması, karın eridikten sonra gittiği yerlerde de suyun azalacağı anlamına geliyor. Erciyes Kızılırmak Nehri'ne 6 milyar metreküp su sağlıyor, yer altını, barajları ve bölgedeki çiftçileri besliyor, bölgenin içme suyunu karşılıyor. Buradaki azalmayı görüyoruz, bizim bu azalmayla mücadeleyi yerel otoritelerle, STK'lerle, vatandaşlarımızla birlikte geliştirmemiz gerekiyor. Buradan yola çıkıp daha az su tüketen ürünleri tüketmemiz ve üretebilmemiz lazım. Olaya böyle bakmamız lazım, uzun vadeli bir sorunu kısa vadede çözmemiz mümkün değil." dedi.

Kirliliğin de su kaynakları açısından bir başka tehlike olduğunu dile getiren Aydıncak, "Kirlilik şu anda suyumuzu etkiliyor, gelecekte de daha fazla etkileyecek. Bu yüzden kirletmememiz gerekiyor. Islak mendiller kirletici, aynı zamanda içinde dezenfektan var. Mümkün olduğu kadar eskiye dönelim, havlu kullanalım, temizlik bezi kullanalım. Tek kullanımlık değil, uzun vadeli ürünleri tercih etmeye çalışalım." diyerek sözlerini tamamladı.


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar
Yeşil Odak

Editor - yesilodak.com