Paylaşın

ÇEVRE

Doğa dostu belediye başkanları aranıyor

İklim değişikliğini dert eden, temiz hava seven, suyun değerini bilen, toprak hayattır diyen doğa dostu belediye başkan adayları aranıyor.

Doğa koruma kent politikalarının çevresinde değil, merkezinde olsun.

TEMA Vakfı 31 Mart yerel seçimlerine katılan tüm belediye başkanı adaylarının görev süreleri boyunca toprağı, ormanı, suyu, iklimi ve havayı koruyan politika ve uygulamaları öncelikli hale getirmeleri gerektiği inancıyla 2019 Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi’ni hazırladı.

“Sürdürülebilir yaşam ilkesi” çerçevesinde ekosistem bütünlüğünü gözeten, iklim dostu, yaşanabilir ve sağlıklı kentler için yerel yönetimlerin atabileceği adımların özetlendiği belgenin kamuoyu duyurusu bir basın toplantısı ile yapıldı.

İklim değişikliğini dert eden, temiz hava seven, suyun değerini bilen, toprak hayattır diyen doğa dostu belediye başkan adayları aranıyor.
Doğa dostu belediye başkanları aranıyor

Basın toplantısında bilgiler veren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Kente ilişkin alınan her karar ve atılan her adım, insanların yaşam kalitesini etkilediği kadar toprak, su, orman, mera, tarım alanları gibi doğal varlıkları ve ekosistem bütünlüğünü de etkiliyor.

Bir başka deyişle, kenti yönetenlerin arazi kullanımı, yapılaşma, su ve atık yönetimi, ulaşım, enerji gibi alanlardaki tercih ve uygulamaları doğal varlıklarımızın kaderini belirliyor.

İklim değişikliğiyle birlikte karşı karşıya kaldığımız etki ve riskler de dikkate alındığında kent politikaları ile doğal varlıkların korunmasına ve “sürdürülebilir yaşam ilkesi”ne yönelik politikaların birbirinden ayrı düşünülemeyeceği görülüyor.

TEMA Vakfı 2019 Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi, ekosistemi merkeze alan politika ve uygulamalar konusunda yerel yöneticilere yol göstermeyi hedefliyor. Ayrıca seçmenlere bu konudaki sorumluluklarını hatırlatıyor ve ekosistemi gözeten politikalar sunan adayları desteklemeye çağırıyor.

Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının Anayasa’da da garanti altına alındığını hatırlatarak yerel yönetimleri çevre hakkına uyan çalışmalar yürütmeye ve Ekosiyaset Belgesi’nde dikkat çekilen konularda çalışmaya davet ediyoruz.

İklim değişikliğini dert eden, temiz hava seven, suyun değerini bilen, toprak hayattır diyen doğa dostu belediye başkan adaylarının imzalaması için bir taahhütname hazırladık ve Ekosiyaset Belgesi ile birlikte 81 ilde temsilcilerimiz aracılığı ile belediye başkan adaylarının imzasına sunacağız” dedi.

 

Ekosistemi koruyan belediyecilik zorunluluk haline geldi

Kentlerde yaşam; hava kirliliği, iklim değişikliğinden kaynaklanan sel, fırtına, hortum gibi aşırı hava olayları ve kent çevresindeki doğal alanlar üzerindeki yapılaşma baskısı ile her geçen gün zorlaşıyor.

Kentin yaşam destek sistemleri olarak nitelendirilen ormanlar, tarım alanları, meralar ve su havzaları, kentlilere temiz su, temiz hava, gıda, iklimin dengelenmesi gibi ekosistem hizmetleri sunuyor.

Orman alanlarının madenlere, tarım alanlarının konut, sanayi alanlarına ve enerji tesislerine açılması, orman alanlarının tarım alanlarına dönüştürülmesi gibi faaliyetler ekosistem hizmetlerini göz ardı eden yanlış planlama ve arazi kullanımı değişiklikleri bu hizmetleri kesintiye uğratıyor.

Bu nedenle ekosistemi merkeze alan, kentin toprağını, havasını, yeşilini, suyunu koruyan şehircilik ve belediyecilik, kentlerde yaşamın devamı için zorunluluk halini alıyor.

 

Kentler iklim değişikliğinin hem nedeni hem de mağduru

Kentler hem iklimin korunması hem de değişen iklime dayanıklılık açısından önemlidir. Çünkü ekonomik gelir üretirken tükettiği enerji miktarı ile en fazla karbon salan yerler, kentlerdir.

Küresel gayri safi hasılanın %70’i kentlerde üretilirken toplam enerji tüketiminin %60-80’i kentlerde gerçekleşiyor, küresel karbon emisyonlarının ise %75’i kentlerde oluşuyor.

Kentler iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılgan ve hazırlıksız bir durumda iken diğer yandan mevcut kalkınma, ekonomik gelişme, büyüme, yaşam kalitesi anlayışımız kentlerin yaşam destek sistemleri üzerinde baskı yapıyor.

Ani yağışları tutma kapasitesine sahip yeşil alanlar betonla mühürleniyor, karbon yutakları olan orman alanları madencilik, konut kullanımı nedeniyle kaybediliyor.

TEMA Vakfı tüm bu konularda bütün belediye başkanı adaylarına rehber olması için Ekosiyaset Belgesi’ni paylaşarak kamuoyu önünde tüm adayları doğa korumayı kent politikalarının odağına koyan doğa dostu belediye başkanı taahhütnamesini imzalamaya davet etti.

 

TEMA Vakfı 2019 Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi’nden öne çıkan maddeler:

Kentlerin iklim değişikliği ile mücadeledeki rolünü artırmak ve iklim değişikliğine dayanıklı hale getirmek için artık her ölçekte imar planı hazırlanması ve uygulanması sırasında şu soruların yanıtlanması gerekiyor:

Plan kararları;

1-      Kentin sera gazı salımının artmasına neden olacak mı?

2-      Kentin sera gazı salımının azalmasına katkıda bulunacak mı?

3-      Kentin iklim değişikliği etkilerine dayanıklılığını olumlu ya da olumsuz etkileyecek mi?

 

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Aralık 2017 itibariyle ülkemizin nüfusu yaklaşık 81 milyondur ve nüfusun %92,5’i il ve ilçe sınırları içerisinde yaşamaktadır.

6360 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yer alan köyler “mahalle” statüsüne dönüştürülmüştür. Belediyelerin yetki ve sorumlulukları büyük şehirlerdeki kırsal alanları ve kırsal alanlarda yaşayanları kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Küresel gayrisafi hasılanın %70’i kentlerde üretilmektedir. Öte yandan giderek artan kent nüfusları ve ekonomik faaliyetler ise sorunları ve artan talepleri beraberinde getirmiştir.

Dünyanın yalnızca %3’lük bir alanını kaplamasına rağmen, toplam enerji tüketiminin %60-80’i kentlerde gerçekleşmekte, küresel karbon emisyonlarının ise %75’i kentlerde oluşmaktadır.

İmar planları, kentlerin yaşam destek sistemlerinin korunması, sera gazı azaltımı için karbon yutaklarının korunması hatta geliştirilmesi ve değişen iklime dayanıklı kentlerin planlanmasında kilit öneme sahiptir.

Çalışmalar, binalarda enerji verimliliğinin artırılmasının konutlarda ısınma için enerji gereksinimini %50-90 oranında düşürebileceğini göstermektedir.

Türkiye’de çevre sorunları arasında en fazla erken ölüme hava kirliliği sebep olmaktadır. Hava kirliliği, Türkiye’de her yıl yaklaşık 30.000 kişinin erken ölümünden sorumludur.

Belediyeler, temiz hava eylem planlarının hazırlanması sürecine aktif katılarak kentlerdeki hava kalitesinin iyileşmesini sağlayabilirler. Temiz hava eylem planları ile şehirlerde enerji tüketimini azaltan, enerji üreten, kirletici tesislerin inşasını kontrol altına alan, yenilenebilir enerjiye geçişi sağlayan uygulamaları yaygınlaştırabilirler.

Kent ağaçlarının hava kirliliğini %1 oranında azalttığı bilinmektedir.

New York kenti için yapılan bir çalışmada 1 hektar yeşil alanın çapı 2,5 mikrondan küçük parçacık madde (PM 2,5) miktarının azaltılması ile sağlık harcamalarında sağlanan kazancın kişi başına 3.800 dolar olduğu hesaplanmıştır.

Kent ağaçları ve ormanlarının kent sıcaklıklarının düzenlenmesinde de önemli rolü bulunmaktadır. Ağaçlar kentlerin kışın daha sıcak, yazın ise daha serin olmasını sağlamaktadır.

Yeşil alanlar şehrin iklimini düzenlemede önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle sıcaklık artışlarına karşı kentlerde yeşil alanların önemi daha da artmaktadır. Örneğin; Manchester şehri için yapılan modellemede yeşil alanların %10 artması ile küresel ısınmaya bağlı sıcaklık artışının 1°C ile sınırlı kalabileceği tahmin edilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü 2016 yılında kentsel yeşil alan sistemleri ve sağlık arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmada, kentsel yeşil alanların faydalı etkilerinin, zihin sağlığı, kardiyovasküler hastalıklarda ve ölümlerde azalma, tip 2 diyabet ve obezite riskinde azalma ve daha iyi gebelik sonuçlarına dair kanıtlarını özetlemiştir.

Sürdürülebilir kentler için atık suların tamamının arıtılması hedeflenmiştir. Hali hazırda belediyeler tarafından atık suyun %86’sı arıtılarak alıcı ortama verilmektedir.

Türkiye’de su dağıtımında suyun %50’si kayıp-kaçaklar nedeniyle boşa gitmektedir.

Bu miktardaki su varlığı; nüfus artışı, çevre kirliliği baskısı ve iklim değişikliği nedeniyle ilerleyen zamanlarda çok daha kritik bir konuma gelecektir. Mevzuata göre, su idareleri yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıl içinde büyükşehir ve il belediyelerinde kayıp kaçağı %30’a indirmeyi ve sonraki dört yılda en fazla %25’te sınırlandırmayı, diğer belediyeler ise dokuz yılda %30’la sınırlandırmayı, takip eden 5 yılda da %25’le sınırlandırmayı hedeflemekle yükümlüdür.

Kentlerde atıkların tamamı ayrı toplanırsa, teorik olarak atığın %74’ü geri dönüşüme gidebilir, şu anda atıkların %90’ı depolama sahalarına gitmektedir.  

 

DOĞA DOSTU BELEDİYE BAŞKANI TAAHHÜTNAMESİ

 

●        İklimi koruyan ve iklim değişikliğine dayanıklı kentleri gerçekleştirecek arazi kullanım kararları veren,

●        İklim değişikliği kaynaklı sel, fırtına, sıcak hava dalgalarına karşı dayanıklı kentler inşa eden, afet eylem planları yapan,

●        Kentlerde sera gazı azaltımı çalışmalarını destekleyen ve yaygınlaştıran,

●        Kentlileri, stratejik planlama çalışmasına dahil eden,

●        Ekosistem hizmetlerini kesintiye uğratmayan arazi kullanım kararları alan,

●        Orman alanlarının madenlere, tarım alanlarının konut, sanayi alanlarına ve enerji tesislerine açılmasına, orman alanlarının tarım alanlarına dönüştürülmesine karşı koruyan,

●        Ayrık toplama, yağmur bahçesi, yeşil çatılar, yağmur suyu depoları gibi sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi uygulamaları yapan,

●        Enerji verimliliği önlemleri alarak %20 enerji verimliliğini gerçekleştiren,

●        İhtiyacının %25’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından kendi kentinde üreten,

●        Kentlerde su dağıtımında kayıp ve kaçakları %25 seviyesine indiren ve sonrasında gelişmiş ülkeler seviyesine çekmeyi hedefleyen,

●        Kentlilerin musluklarından içme suyu kalitesinde suya erişimi için yatırım programını hazırlayan ve ilk etabı tamamlayan,

●        Kentlerde entegre atık yönetimine başlayan, atığının %25’ini geri dönüştüren,

●        Kentte hava kalitesini sürekli izleyen, Dünya Sağlık Örgütü limit değerleri düzeyinde iyileştirme hedefli temiz hava eylem planlarının hazırlanmasına öncülük edip bir sene içinde hazırlanmasını sağlayan,

●        Kentte hava kirletici tesislere izin vermeyen,

●        Kentin kaderini belirleyen projelerin Çevresel Etki Değerlendirme süreçlerine, üst ölçek politika ve programların Stratejik Çevresel Değerlendirme süreçlerine katılan, kentin toprağının, suyunun, havasının ve kentlilerin hakkını savunan,

doğa dostu bir belediye başkanı olacağıma ve görev sürem içinde yukarıdaki çalışmaları tamamlayacağıma, tüm seçmenlerin önünde söz veririm.

 

Ad – Soyad – İmza

 


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar

Editor - yesilodak.com