Paylaşın

ÇEVRE YEŞİL BİLGİ

Antik şehirde geri dönüşüm yapılıyordu

Arkeologlar, uzun zamandır küllerle kaplı olan ve şimdi değerli bir arkeolojik alan olarak hizmet veren Pompeii antik kentinin geri dönüşüm sistemini keşfetti.

Pompeii, İtalya'nın Napoli şehri yakınlarında bulunan ve hala kısmen gömülü olan yıkıntı halindeki antik Roma kentidir.

Arkeologlar antik Pompeii'de geri dönüşüm sistemi keşfetti.

Pompeii antik kenti uzun zamandır küllerle kaplıydı ve 79 yılında Vezüv Yanardağı'nın patlamasından kaynaklanan enkaz şimdi değerli bir arkeolojik alan olarak hizmet veriyor.

Bazı yönlerden, antik Roma kenti Pompeii modern bir şehre benziyor.
Antik şehirde geri dönüşüm yapılıyordu

Fotoğraf: ElfQrin  wikimedia.org

İlk başlarda koruyucu şehir surları içinde yer alan Pompeii’de, sonraları kentsel alan büyüdükçe ve zenginleştikçe, kırsal alanlara yayılarak banliyöler yaratıldı. Ancak başka yönlerden, modern kentlerden son derece farklıydı.

Arkeologlar, geçmiş veya şimdiki tüm toplumların, temizlik ve sanitasyon konusunda aynı tutumlara sahip olmadıklarını hatırlamanın önemli olduğunu söylüyorlar.

Çöpü neyin oluşturduğu ve nasıl ve nerede tutulacağı topluluk üyeleri tarafından belirlenir.

Bir düşünün, modern çağda bile çöpü geride bırakmak kabul edilebilir bir şeydi. Birçok sigara içicisi hala sigara izmaritlerini araba penceresinden atmanın uygun olduğunu düşünüyor.

Farklı kültürlerin ölüm ve çöpü nasıl gördüklerini anlamak onları anlamak için bir anahtardır.

Pompeii'de mezarlar şehrin yüksek trafikli bölgelere (ölüleri daha iyi hatırlamak için) konuldu ve bertaraf çukurları su deposu ile aynı alanlarda tutuldu. Ayrıca geri dönüşümlerini farklı şekilde ayırdılar.

Pompeii halkı evde geri dönüşüm yapıyordu

Yeni kanıtlar, çöpleri paketlemek ve uzak bir ülkeye göndermek yerine (Bugün Avrupanın çöpleri bize geliyor), Pompeii halkının evde geri dönüşüm yaptığını gösteriyor.

Arkeologlar, kül yığınlarını ve içerdiği toprak türlerini inceleyerek bunu anladılar.

İnsan dışkısı veya evsel gıda atıkları bir çukurda organik toprakların ardında bırakılıyordu.

Sokak çöpleri ise surlara dökülüyor ve daha koyu, daha zengin organik şeylere değil, benzer toprağa ayrışarak bölgenin kumlu toprağına karışıyordu. Bu çöpün bir kısmı, yoğun yaya trafiği tarafından süpürülen veya bir kenara atılanlardan daha büyük yığınlarda bulunuyordu.

Tulane Üniversitesi'nde çalışan ekibin bir parçası olan arkeolog Allison Emmerson, Guardian'a "Topraktaki fark, çöpün bulunduğu yerde üretilip üretilmediğini veya başka bir yerden yeniden kullanılmak ve geri dönüştürülmek üzere toplanıp toplanmadığını görmemizi sağlıyor." dedi.

Araştırmacılar şehir surlarındaki 2 metre yüksekliğindeki yığınları araştırırken alçı ve kırık seramik parçaları gibi malzemeler buldular.

Başlangıçta, bu yığınların, Vezüv Yanardağı patlak vermeden 17 yıl önce bir deprem şehri tahrip ettiğinde geride kalan karışıklığın bir parçası olduğu düşünülüyordu. Ancak arkeologlar aynı tür malzemenin kentin başka yerlerinde ve banliyö alanlarında inşaat malzemesi olarak kullanıldığını buldu.

Arkeologlar, Pompeii binalarının, bitmiş bir görünüm için yeni bir alçı sıva tabakasıyla kaplanmış iç duvarlarının, genellikle kırık kiremit parçaları, kullanılmış alçı parçaları ve ev seramik parçaları içereceğini biliyorlardı.

Şimdi iç duvarların malzemesinin nereden geldiği belliydi - antik şehir surlarına yaslanmış özenle sınıflandırılmış "geri dönüşüm kutuları".

Bu mantıklı - burası, atık malzemelerin yeniden şekillendirildiği ve inşaatçıların daha sonra yeniden kullanım için malzeme alabileceği bir yerdi.

Emmerson, "Sur dışındaki yığınlar, kurtulmak için atılan malzemeler değildi. Yeni duvarlarda kullanmak için satılmak üzere, surların dışında toplanmış ve ayrıştırılmışlardı." Dedi.

Bu şekilde, Pompeii halkı sadece geri dönüşüm yapmakla kalmıyordu, şehrin bir bölgesinden çıkarılan inşaat ve atık malzemeler ile başka bir yerde yapı inşa ederek, yerel olarak geri dönüşüm yapıyorlardı.

İnşaat atıklarının, çöp depolama alanlarının en az üçte birini - ve belki de %40 kadarı – kapladığı düşünüldüğünde, bu, modern toplumların kadim insanlardan alabileceği bir derstir.

Emmerson nedenini açıklıyor: "Atıklarını en etkili şekilde yöneten ülkeler, basit bir imhadan ziyade metalaşmaya öncelik vererek antik modelin bir versiyonunu uyguladılar."

Kaynak: mnn.com

 


Yorumunuzu bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum bırakabilir.

Paylaşın


avatar
Alican Engin

Editor - yesilodak.com